Allah için sevmek
- bengulsenbur
- 12. Aug. 2018
- 2 Min. Lesezeit
Müminin hayatının tümü Allah'a adanmıştır
Allah için yaşar, Allah için çalışır ve Allah için sever
İşte Allah, iman edip salih amellerde bulunan kullarına böyle müjde vermektedir. De ki: "Ben buna karşı yakınlıkta sevgi dışında sizden hiçbir ücret istemiyorum." Kim bir iyilik kazanırsa, Biz ondaki iyiliği artırırız. Gerçekten Allah, bağışlayandır, şükredene karşılığını verendir. (Şura Suresi, 23)

"Allah için sevme"nin ne olduğu, İslam'ı gerçek anlamıyla tanımayan biri için ilk başta pek anlaşılamayabilir. Hayatı boyunca Allah'a yabancı olmuş, O'nu tanımamış bir insan, sevgisini Allah'a yöneltmeyi de bilmeyecektir.
Ama Allah'ı tanıyan ve O'nun, kendisi üzerindeki büyük rahmetini gören, O'nun sayesinde var olduğunu, Allah'ın rahmeti sayesinde yaşadığını ve sevip-hoşlandığı herşeyin Allah'tan geldiğini fark eden mümin, elbette Allah sevgisinin ve Allah için sevmenin üstünlüğüne ulaşır. Kuran'da, müminler ile diğer insanlar arasında sevgi yönünde oluşan büyük farkı Allah şöyle bildirmiştir:
İnsanlar içinde, Allah'tan başkasını 'eş ve ortak' tutanlar vardır ki, onlar (bunları), Allah'ı sever gibi severler. İman edenlerin ise Allah'a olan sevgileri daha güçlüdür... (Bakara Suresi, 165)
Ayette görüldüğü üzere, Allah'a ortak koşup, tümü O'na ait olan özellikleri kendi zihinlerinde başka varlıklara verenler, bu varlıkları Allah'ı severcesine sevmektedirler. Bu sevgi, Allah'a ortak koşma (şirk) üzerine kurulu bir sevgidir.
Var olan herşeyin Allah'a ait olduğunu ve O'ndan geldiğini bilen müminler ise en çok Allah'ı severler. Müminlerin, Allah'ı bir ve tek olarak tanımalarından doğan bu büyük fark, onların sevgi anlayışını diğer insanlardan tümüyle farklı kılar. Kuran'da ortak koşanların, Allah'ın "bir ve tek" olarak anılmasına dayanamadıklarını Rabbimiz şöyle bildirir:
... Sen Kuran'da sadece Rabbini "bir ve tek" (ilah olarak) andığın zaman, 'nefretle kaçar vaziyette' gerisin geriye giderler. (İsra Suresi, 46)
Comments